Bir Kodlama Serüveni: Coderdojo'dan Türkiye Teknoloji Takımına

16-03-2021 11:28
Bir Kodlama Serüveni: Coderdojo'dan Türkiye Teknoloji Takımına


Filiz ve Burhan Demir

Salı, 16 Mart 2021

Tablet, telefon anne babaların en büyük kurtarıcısı, çocuğumuz yemek yemediğinde, huysuzluk yaptığında eline verdiğimiz bir telefon anne baba için birkaç saat huzur anlamına geliyor. Bunun aslında çok da olumlu sonuçları olmadığını bilmekle birlikte tüm ebeveynlerin özellikle büyük şehirlerde oyun alanlarının neredeyse yok olması ve güvenlik endişeleri başta olmak üzere birçok nedenden dolayı çaresiz oldukları da aşikar.

Kızımız Azra 4-5 yaşına geldiğinde tablet ve telefon ile tanışmış ve zamanının çoğunu oyun oynayarak yada film seyrederek geçirmeye başlamıştı. Çalışan anne baba olmamız, çevremizdeki oyun alanlarının yetersizliği, uygun alanlar olsa bile günlük hayatın akışı içindeki zaman yetersizliği kızımızın tablet ve telefon ile daha çok zaman geçirmesine neden oluyor, bağımlılık haline dönüşüyordu.

Katıldığımız bir seminerde bir konuşmacının söylediği şu söz bizim için dönüm noktası olmuştu belki de, katılımcıların çocukların tablet bilgisayar bağımlısı haline geldiğini ve asosyal olduklarını söylemesi üzerine konuşmacı – Bu çocuklar asosyal değil, ‘e-sosyal’- dediğinde bilgisayar, tablet ve telefonun çocuğumuzun hayatının bir parçası olduğunu ve bunları hayatından çıkarmanın çok da kolay olmadığını, bunlarla birlikte bir çözüm bulmamız gerektiğini anlamıştık.

Bu konuda neler yapabileceğimizi düşünürken İndi Oyuncak’dan arkadaşlarımız ile bir sohbet esnasında kodlama eğitimi veren Coderdojo gönüllülerinin olduğunu ve çocuklara kodlama eğitimi verdiklerini öğrendik. Kısa süre içinde bu konuyu araştırıp Coderdojo ile tanışıp eğitimlerine katılmaya başladık.

Çevremizdeki insanlara bu eğitimlerden bahsedip bunun önemini anlatmaya ve yönlendirmeye çalıştığımızda birçok aileden aldığımız cevap hem düşündürmüş hem de üzmüştü açıkçası bizi - Benim çocuğum bilgisayarı benden iyi kullanıyor. Bu cevap bu konuda ailelerin de aslında ne kadar bilinçsiz olduğunun bir göstergesiydi bizim için. Bu konuda bir şeyler yapılacak ise önce aileyi bilinçlendirmek gerekiyor sanırız. Çocuklar hepimizin tahmininden zeki ve imkân verildiğinde yapamayacakları hiçbir şey yok.

Eğitimlere başlamamızla, kızımız tablet ve telefonla boşa harcadığı zamanı daha verimli geçirmeye, öğrenmeye ve kendini geliştirmeye başladı. Bu sayede analitik düşünme, problem çözme yetenekleri gelişti. Bu aldığı eğitimler sayesinde kendi oyunlarını yazmaya ve bu şekilde hem öğrenmeye hem de eğlenmeye başladı. Zamanla bu eğitimlerin kızımıza kattıklarını gördükçe bu konuda daha iyi eğitim nasıl aldırabiliriz diye araştırmaya başladık. Bu süreçte birçok kurum ile görüşmelerimiz oldu ve şunu farkettik ki bu konuda özellikle eğitim verebilecek nitelikli eleman oldukça yetersiz. Bu konuda eğitim verdiğini söyleyen ve karşılığında hatırı sayılır bir ücret talep eden bazılarının verdikleri eğitime baktığımızda, Coderdojo’nun tamamen gönüllü olarak verdiği eğitimin yanında içeriklerinin zayıf kaldığını, eğitimlerin devamı için yeterli planlarının olmadığını gördük.

Araştırmalarımız devam ederken Türkiye Teknoloji Takımı’nın iki aşamalı sınav ile eğitim vermek üzere öğrenci aldığı öğrendik ve sınavlarına katılarak İstanbul çapında eğitim hakkı kazanan 1000 öğrenci arasına girdik. Halen Nano Teknolojiden, Robotik Kodlamaya kadar birçok konuda eğitimler almaya devam ediyoruz. Kodlama ile tanıştıktan sonra kızımızın ufku açıldı, daha öncesinde büyüyünce doktor olacağım diyen Azra şimdilerde Nano Teknoloji mühendisi mi olsam, yapay zeka üzerine mi çalışmalar yapsam diye düşünmeye başladı.

Bu konunun ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Yıllarca önce filmlerde gördüğümüz ve olacağına ihtimal vermediğimiz teknolojiyi bugün hayatımızda hiç yadırgamadan kullanıyoruz ve şunun farkındayız ki bugün hayal ettiklerimiz bir gün hayatımızın vazgeçilmezleri haline gelecek.

Dünya’ya baktığımızda ise ileri seviye ülkelerin hepsinin teknolojiyi çok daha verimli kullandığını, diğer dünya ülkelerini kendileri için pazar haline getirdiklerini, bu şekilde ekonomilerini güçlü tutup yaşam standartlarını arttırdıklarını görebiliyoruz. Dünyada söz sahibi olmak, başka ülkelerin teknolojilerini kullanmak yerine, kendi teknolojimizi kullanmak ve pazarlamak için yapılması gereken tek şey bu eğitimlerin okul öncesi ve ilk okuldan başlayarak müfredata alınması ve ders olarak gösterilmesidir. İnanıyoruz ki bu şekilde çocuklarımızın hayatta karşılaştıkları meselelere farklı açılardan bakmalarını sağlayabilir ve potansiyellerini ortaya çıkaracak ortamları yaratabiliriz.



 


IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.